Sayfalar

17 Aralık 2014 Çarşamba

İki Hayat Arasında, Jessica Shirvington [Kitap Yorumu]



Bu kitabı elimde uzun süre bekletmiştim aslında... Fakat arkadaşım Yabancı Yayınları'ndan çıkan okuduğum en iyi kitap dediğinde başlangıcı yaptım. Aşk romanı sandığım kitap fantastik çıkmasıyla ilk şoku yaşadım. [Fantastikden ziyade distopya da diyebilirim... :))] Hadi dedim bir iki sayfa okuyayım. Derken kitap bitti. Ve bende gerçekten çok beğendim.

Bir çok kitap okudum ama İki Hayat Arasında'nın kurgusuyla benzerini başka hiç bir kitapta karşılaşmadım. Yazarın kalemi de güzelse farklı romanları soluksuz okuyorum. Beğenmemek elimde değil. :))

Ben isterdim ki İki Hayat Arasında seri olsun...

***

Sabine, iki farklı hayata sahip olan ana karakterimiz. Her yirmi dört saatte bir Değişim geçiriyor ve her günü iki defa yaşıyor. Düşünsenize size karışıp duran iki aile, bir sürü kardeş ve en kötüsü de okulu iki defa bitirmek... Iyyk. :)):)) Ya aşık olduğunda ne olacak? üstelik Değişim geçirdiğinin ve iki hayatının da bilincinde! Bir nevi ölmeden reankarnosyonculuk. :)):))

Wellesley'de, Sabine'nin sahip olduğu şey tam manasıyla mükemmellik. Zenginlik, başarı, herkesin kıskandığı bir ilişki ve göz kamaştırıcı bir gelecek.
Roxbury'de ise Sabine'in hayatı bambaşka. Tam manasıyla! Maddi zorluklar, ailesi tarafından onaylanmayan arkadaşlar... İçki içen bir baba. Dışarıya nasıl göründüklerine fazlaca önem veren bir aile. Tek iyi tarafı ise sevimli, küçük kız kardeşi.

Sabine, zaman geçtikçe ve on sekiz yaşına yaklaştıkça Değişimde bir şeylerin ters gittiğini fark etmeye başlar. Eskiden hasta olursa iki hayatta da bunu hisseden Sabine, bir gün metro da kolunu kırdığında öbür hayatında sağlam kolla uyandığını fark eder. Böylece hayalini kurduğu tek bir yaşam için kendince deneylere başlar. Ki bu da kendini öldürdüğünde öbür hayatına yaşayıp yaşamayacağının deneyi...   Roxbury'daki ailesinin işlettiği eczaneden ilaç çalar, vücuduna kesikler atar... Her defasında Wellesley'de sapa sağlam bir şekilde uyanır. Tabi Roxbury'da ki ailesinin bu deneyleri fark etmesiyle, Sabine onlara gerçekleri anlatsa da sonu tımarhane olur. Ve orada Ethan'la tanışır. Mükemmel aşkı onda bulur. 

Mükemmel hayat mı? Mükemmel aşk mı?

Ben bu soruya mükemmel hayat demiştim en başında fakat Ethan'ı tanıdıktan sonra fikrim değişti. Nasıl değişmesin ki? Hatta ne hayat ne aşk sadece Ethan... Ah, Ethan :'( Onun da bir sırrı var... Onun sırrını öğrenmemle de kitapta ki ikinci büyük şokumu yaşadım. kırk yıl düşünsem öyle bir şey aklıma gelmezdi. [Fakat size spoi yok; okuyun öğrenin.]

Ve kitap kızın iki hayatı yaşamayı kabullenmesi ile bitiyor. Üstelik hem kabul ediyor hem de bunu yürekten istemeye başlıyor. Bunda tabi Ethan'ın etkisi de büyük. Belki tek bir hayatı seçip onu yaşamaya başlasaydı bu kitabı bu kadar çok beğenmezdim. Yazar kitabı bu şekilde bitirerek romana bir çok şey katmış... Kızın duygularını, kabullenişini okurken çok düşündüm. Çok da duygulandım.

İki Hayat Arasında'yı beğenerek okudum. Çokça da sevdim... Tavsiye ederim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...