Sarah Jio'nun Gündüz Sefası bitirmiş bulunmaktayım.
Şöyle başlayayım;kitabın kapağını çok beğendim hatta bayıldım.Zaten mor en sevdiğim renk :)
Fakat kitabın konusuna gelince beni o kadar etkilemedi.Yazarın nerde o yazdığı ''Mart Menekşeleri'' nerde ''Gündüz Sefası''.
Bence yazar artık yazı şeklini ve konu işleyişini değiştirsin.Özellikle son iki kitabında bunu daha da çok hissettim.Giriş,gelişme güzel fakat sonuç hüsran oldu benim için.
Konusuna gelince;Ada Santorini, New York'ta bir derginin editörlüğünü yapan başarılı bir kadındır. Ama geride bırakmaya çalıştığı acısı ve anıları ona eziyet etmektedir. Psikoloğunun tavsiyesi üzerine Seattle'da bir yüzen ev kiralar ve hayatı için önemli bir adım atar. Yüzen eve adımını attığı andan itibaren değişim onun için yavaş yavaş ve farkında olmadan başlar. Yüzen evle birlikte hem yeni bir hayata hem de daha önce bu evde yaşayan Penny'nin gizemli hayatına dair yolculuğu başlar.
Penny, 1959 yılında evlenerek ressam olan eşinin isteği
üzerine bir yüzen evde yaşamaya başlamıştır. Zamanla hem yüzen eve hem de
komşularına özellikle küçük Jimmy'le arkadaşlığına alışmaya başlar. Ama tam
olarak mutlu değildir. Mutsuz olarak dibe vurduğu bir dönemde hayatı tamamen
değişir ve bu değişim yıllar sonra evini kiralayan Ada'nın gizemini ortaya
çıkarmasına kadar sürer.
Yazar,sanırım ''Sevginin Bağladıkları'' adlı filmden çok etkilenmiş; çünkü fazlasıyla o filmi andıran bölümler okudum.Ve diğer okuduğumuz kitaplarında olduğu gibi geçmiş,günümüz arasında gidip geldik ve gerçekten sıkıldım.
Sarah Jio,bu kitapta üzgünüm ama kalitesini gözümde çok düşürdü. Kolay kolay tekrar okuyacağımı sanmıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder