Yoruma başlamadan önce sipariş vermek istiyorum. Hani şu vücuduna dokunduğumuz an parmak uçlarımızdan saç telimize bizi yakacak olan Rob var ya hahh işte ben onu alayım. Yanında da sert bir expresso lütfen. Ancak kendime gelirim, yoksa durum vahim...
Sea mı? Ya ben bu kadar şanslı bir kadın karakter okumadım. Sanırım yazarın erkeklere yönelik fantezisinde kadını çok şanslı kılmak gibi bir durumu var.O zaman bi zahmet kadın karakteri ben olan Rob ile bir hikaye istiyorum. Lütfennnnn! Yoksa olay çıkacak ve sorumluluk kabul etmiyorum.
Neyse istek, arz ve talepten sonra biraz konumuzdan bahsedelim. Rob ünlü bir şarkıcıdır. Yeni şarkısı için iyi bir vokal arayışına girer. Menajerinin aklında biri vardır tabii. Sea... Sea on parmağında on marifet bir hatun. Bir de sivri dilli ve cesur ki sormayın. Tiyatrocu olan kızımızın sesi de pek güzel tabii. Ehh bu iki başarılı karakterimiz birbirleri için yaratılmış dememe gerek yok sanırım. İkilinin yakınlaşmaları fazla zaman almaz. Hatta bazen öyle bir yakınlaşırlar ki gözlere şenlik durumlar söz konusu olabilir :D
Gerek Sea'nin hiç bir lafın altında kalmaması, gerek Rob'un her an Sea'yı tahrik etmesini okumak o kadar keyifliydi ki... Yer çekimine karşı koyamayan bu iki bedenin birbirine de karşı koyamaması uzun sürmez. Bu sahneleri konu olarak okumak çok keyifli olsa da, Rob'u paylaşmak sinir bozucu oldu...
Rob'un kıskançlıkları, Sea'yı sahiplenmesi, Sea'nın Rob'u zorlaması... Çok keyifli bir kitap okumamı sağladı.Tabii kavgaları, küslükleri olmadı mı? Oldu. Olmazsa olmaz ilişki durumları bunlar ne de olsa.
Azcık da yazarı eleştirsem mi? Azcık eleştireyim. Konu, işleyiş, anlatım dili çok güzeldi. Yalnızca ara uzatmaları oynamış gibi geldi bana. Onun dışında Mrs. Tuzcalı ne yazsa okurum. :D
Alıntılar
''Size Sea diyebilir miyim?''
''Sonrasında yatağa girmeyeceksek elbette Bay Peters.''
''Sizi ağlatmak için ne yaptı?''
''Beni, beni sevdiğine inandırdı.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder