Hani Temelkuran'ın bir sözü var ya 'İnsan yarası yarasına denk geleni seviyor demek ki.' işte tam da böyle sevmeleri hissettiriyor bana. En çok da dokunduğu yerler acıyor okurken. Ama olsun diyorsun sonra.. Acısın... Acısın ki, kıymeti olsun çekilen acının ve okunan satırların.
Farklı kadınlar, farklı olduğu kadar da birbirine bağlı hayatların hikayesini anlatmış Seda Özay. Her kadının aşkta ne kadar benzediğini, aşkı istemese de ona sırt çeviremeyeceğini göstermiş. Verda , Julide Hanım, Gaye... Bir de mektuplarda ki Dora. Ah o mektuplar.. Okurken bana yazılmalı böylesi ve ben sevilmeliyim öylesi diyorsunuz. Ama nerede satırlardaki aşklar. Hissedilmesi zor duygular. Ancak kitaplar da kaldı..
Julide hanım'ın sırları, Verda'nın yüreğine vurduğu kilit ve Adamın Teki... Ah o Adam... Tam da öylesi adamlara ihtiyaç duyarız işte bizler.
Seda Özay'ın okuduğum ikinci kitabı ve bir yazar ne kadar size yazdıklarıyla yakın olabiliyorsa o kadar içinize dokunuyor demektir. İşte o da bunu fazlasıyla yapıyor.
Biliyorum sen şimdi bir kitap daha yazma aşamasındasın ve ben sana bir 'Ahh' daha diyeceğim, biliyorum...
ALINTILAR
''Ben bize hala inanıyorum sevdiğim kadın.(Sen artık bana bir şey yazmasan da)... Adamın Teki!
''Madem ki kader güçlü kimseyi yere çalıyor, herkes benimle birlikte ağlasın.''
''Hep aşk... Hep aşktan böyle oluyor insanlar. Kalbe ağır geliyor aşk...''
''Ne varsa hepsinin hatırına bak.. yine beraberiz...Böyle de olsa kavuşmak güzel değil mi?...Seni seviyorum Adamın Teki...''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder